2015 yılında okulumuzun Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü’ne büyük bir merak ve heyecanla başladım. Bölümümüzün en büyük artılarından biri olan lisans döneminde araştırma laboratuvarlarından biri olan Bitki Biyoteknolojisi Laboratuvarı’na katılarak saygıdeğer hocalarımın katkıları ile birçok projede görev alma şansı buldum ve yurtdışı kongre deneyimi yaşadım. Hem staj deneyimi için hem de lisans eğitimim sonrasında iş deneyimi gerçekleştirirken öğrendiğim bilgilerin bulunduğum yerlerde beni hep bir adım öne çıkardığını fark ettim.
Lisans eğitimim sonrasında akademik kariyerime devam etmek amacıyla 2022 yılında yine kendi okulumda Lisansüstü Eğitimi’me başladım. Lisansüstü eğitimim sırasında gerçekleştirdiğim tez projem okulumuzun Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinasyon Birimi (BAP) tarafından 2309 kodlu proje ile desteklendi. Tüm lisans ve yüksek lisans eğitimim boyunca destekleri ve gelişimime olan katkılarından dolayı saygıdeğer hocalarıma teşekkürlerimi sunarım.
Saygılarımla
Burcu Gündüz
İKÜ Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü, 2019 Lisans Mezunu
İKÜ Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü, 2025 Yüksek Lisans Mezunu
Çocukluktan beri bilime olan ilgim, 2019 yılında Harvard Üniversitesi Kimya ve Kimyasal Biyoloji bölümünün düzenlediği eğitim programına kabul edilmemle birlikte oldukça artmıştı. Her ne kadar bu programa pandemi sebebiyle katılım sağlayamasam da kendi kariyerimi bu alanda şekillendirmem için büyük bir motivasyon kaynağı olmuştu.
2020 yılında üniversite tercih döneminde benim için en doğru tercihin İstanbul Kültür Üniversitesi’nde Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü olacağına karar vermiştim. Hem Türkiye'de ilk akredite olan Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümünün olması, hem donanımlı bir laboratuvara sahip olup öğrencilerin erişimine açık olması, hem de alanında uzman akademik kadroya sahip olması; benim bu bölümü seçmemde kararımı şekillendiren en önemli faktörlerdi.
Lisans eğitimim boyunca İKÜ Moleküler Biyoloji ve Genetik Kulübünün yönetim kurulunda görev alarak hem “BİLİM-SİZ” isimli etkinliğin düzenlenmesinde, hem sosyal medya hesaplarının yönetilmesinde rol aldım, hem de kendimi birçok alanda geliştirme imkanı buldum.
Eğitimimin ilerleyen kısımlarında bölümümüzün laboratuvarlarında nitrogliserin'in akciğer kanseri hücreleri üzerindeki etkilerinin araştırıldığı projede yer alarak hem çeşitli laboratuvar tekniklerini uygulamalı olarak öğrenme fırsatım oldu, hem de alandaki teorik bilgimi geliştirme olanağı buldum. Bu proje ayrıca "Nitroglycerin attenuates lung cancer cell proliferation in association with stimulation of reactive oxygen species generation" başlığı ile Milano, İtalya’da düzenlenen 48’inci Uluslararası FEBS kongresine kabul edildi. Ayrıca aynı yıl İstanbul Kültür Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesini üçüncülük ile, Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümünü ise Yüksek Onur öğrencisi olarak birincilikle bitirdim.
Dört yıl boyunca İstanbul Kültür Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümünde geçirdiğim bu yolculukta bana yalnızca akademik anlamda değil, kişisel olarak da büyük katkılar sağlayan; düşünmeyi ve sorgulamayı öğreten; analitik düşünme becerisi ve problem çözme gibi yetkinlikleri aşılayıp bilimsel bakış açısı kazanmamı sağlayan; her biri alanında yetkin ve ilham verici olan kıymetli hocalarıma en içten teşekkürlerimi sunarım.
Canberk Eriş
Ben Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü 2019 mezunlarından Ceren Nazik,
Bölüm ve üniversiteyle ilgili yazımı aşağıda paylaşıyorum.
Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümünden 2019 yılında mezun oldum. Bölümümü büyük bir ilgi ile okudum; bu süreçte edindiğim akademik birikim ve bakış açısı, kariyer yolculuğumun en sağlam temelini oluşturdu. Özellikle birlikte proje yürütme şansı bulduğum hocalarımın rehberliği, mesleki gelişimim açısından çok kıymetliydi. Teorik eğitimin yanında, laboratuvar uygulamaları ve araştırma projeleri sayesinde bilimsel düşünme yeteneğim ve analitik becerilerim önemli ölçüde gelişti. Bugün farklı alanlarda çalışıyor olsam da, üniversite yıllarımda kazandığım disiplin ve problem çözme yaklaşımı her zaman yol gösterici oldu.
Bölümümüzün araştırmaya açık yapısı, akademik kadrosunun erişilebilirliği ve öğrenciyle kurduğu yakın iletişim, bana öğrenmeyi sevdirdi. Üniversitemde geçirdiğim yıllar, yalnızca bir öğrenim süreci değil, aynı zamanda kendimi tanıma, ilgi alanlarımı keşfetme ve güçlü yönlerimi fark etme yolculuğuydu. Tüm bu katkılar için değerli hocalarıma ve üniversiteme gönülden teşekkür ediyorum. Mezunu olmaktan gurur duyduğum bir kurumun parçası olmak, bugün hâlâ bana güven ve ilham veriyor.
Ceren NAZİK
İstanbul Kültür Üniversitesi
Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü, 2019 Mezunu
Medismart CRO
Klinik Araştırma Saha Koordinatörü
İstanbul Kültür Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü’nden mezun olmak, hayatımın hem akademik hem kişisel gelişiminde belirleyici bir dönüm noktası oldu. Lisans eğitimim boyunca yalnızca moleküler düzeydeki biyolojik mekanizmaları öğrenmekle kalmadım; aynı zamanda eleştirel düşünme, disiplinli çalışma ve bilimsel merakı bir yaşam tarzına dönüştürmeyi öğrendim.
Laboratuvarlarda geçirdiğimiz yüzlerce saat, deneylerde yaptığımız hatalardan çıkardığımız dersler, edindiğimiz bilgi aktarım kültürü sayesinde laboratuvarda çalışan tüm arkadaşlarım ve hocalarımla yaptığımız beyin fırtınaları ve her biri ayrı ufuklar açan seminerler, kongreler, TÜBİTAK projeleri, uluslararası proje fonları, yüksek lisans ve doktora projeleri sayesinde, bilimin sadece kitaplarda değil, bizzat deneyimleyerek öğrenilen bir süreç olduğunu fark ettim. Özellikle lisans eğitimimin bu denli yoğun, öz ve deneyim dolu geçmesi beni bilim dünyasının içine daha da çekti ve gelecek adımlarımı bu yönde atmamı sağladı.
Şu an İstanbul Kültür Üniversitesi’nde araştırma görevlisi olarak görev yapıyor olmak, bu yolculuğun en anlamlı devamı. Bir zamanlar öğrenci olarak adım attığım koridorlarda şimdi genç bilim insanlarına yol göstermeye çalışmak, büyük bir mutluluk, gurur ve sorumluluk kaynağı. Aynı çatı altında önce öğrenci, şimdi ise akademisyen olmanın verdiği aidiyet duygusu, bu üniversiteyi “okul”dan fazlası haline getiriyor.
İyi ki MBG’li oldum, iyi ki bu bölümün bir parçasıydım ve şimdi bu ailenin içinde yoluma devam ediyorum.
Enes BAL
İstanbul Kültür Üniversitesi
Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Mezunu – Araştırma Görevlisi
İstanbul Kültür Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü’nden 2016 yılında mezun oldum. Şu anda Münih Teknik Üniversitesi’nde (TUM) doktora sonrası araştırmacı olarak kendi projemi yürütüyor, bir doktora öğrencisinin danışmanlığını yapıyorum. Çalışmalarım, insan embriyonik kök hücrelerinden türetilmiş nöronlar üzerinde gen düzenleme teknolojilerinin uygulanmasına odaklanıyor.
Kültür Üniversitesi’nde daha birinci sınıfta laboratuvar çalışmalarına katılma fırsatı bulmam, bilimsel yolculuğumun yönünü erken yaşta belirlememe yardımcı oldu. Bu deneyim, teorik bilgilerin ötesine geçip araştırmacı kimliğimi şekillendirmemde büyük rol oynadı. Not ortalamamın yüksekliği sayesinde aldığım başarı bursu ise hem maddi hem de manevi anlamda motivasyonumu artırdı; üniversitenin öğrencisini nasıl desteklediğini birebir yaşamış oldum.
Lisans yıllarım boyunca TÜBİTAK destekli projelerde yer alma imkânı bulmam, sadece laboratuvar pratiğimi değil, bilimsel bakış açımı da derinleştirdi. Bu deneyimler, özellikle yurt dışındaki doktora başvurularımda fark yarattı ve bugün bulunduğum konuma giden yolu açtı.
Türkiye’de ve Avrupa’da pek çok farklı üniversitede bulunmuş biri olarak şunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim: Kültür Üniversitesi’nde aldığım moleküler biyoloji laboratuvar dersleri, içerik ve uygulama açısından bugüne dek gördüğüm en kapsamlı ve detaylı derslerdi. Şu anda bile deneylerimde bir sorunla karşılaştığımda, o günlerde öğrendiklerimi hatırlayıp çözüm yollarını yeniden düşündüğüm oluyor.
Kültür Üniversitesi, bana sadece bilimsel bir altyapı değil; aynı zamanda sabırlı olmayı, eleştirel düşünmeyi ve üretken kalmayı öğretti. Bugün hem bağımsız bir proje yürütebiliyor hem de genç bir bilim insanına rehberlik edebiliyorsam, bu temelin payı çok büyük.
Dr.rer.nat. Enes Yağız AKDAŞ
2017 yılında İstanbul Kültür Üniversitesi ailesine katıldığım ilk günden itibaren, buranın sadece bir eğitim kurumu değil, aynı zamanda kendimi geliştirme ve keşfetme yolculuğumda bana yol gösteren bir yuva olduğunu fark ettim. 2021 yılında lisans eğitimimi tamamladıktan sonra, yüksek lisans eğitimime yine aynı üniversitede devam ediyor olmak, bu bağın ne kadar güçlü olduğunun en güzel göstergesi.
Lisans eğitimim boyunca ders içeriklerinin güncelliği, hocalarımızın alanındaki uzmanlığı ve bizlere karşı gösterdiği ilgi her zaman fark yaratıyordu. Bana en büyük katkılardan biri, henüz öğrenciyken laboratuvar ortamında aktif olarak görev alabilme imkânının sunulmasıydı. Bu sayede teorik bilgilerimi pratiğe dönüştürme fırsatı yakaladım. Mezun olduktan sonra iş hayatında laboratuvar deneyiminin ne kadar değerli olduğunu ve beni diğer adaylardan nasıl ayırdığını bizzat deneyimledim.
Üniversitemin sunduğu imkânlar ve kıymetli hocalarımın yönlendirmeleri sayesinde, lisans eğitimime devam ederken TÜBİTAK 2209-A projemi gerçekleştirme şansı elde ettim. Bu proje süreci hem bilimsel düşünme becerilerimi geliştirdi hem de kariyerime güçlü bir başlangıç yapmamda etkili oldu. Araştırma ve proje kültürünü henüz lisans seviyesinde kazanmak, bugün sahip olduğum bakış açısının temellerini attı.
Bugün yüksek lisans eğitimime yine Kültür Üniversitesi’nde devam ederken, geçmişte edindiğim bu deneyimlerin değerini her geçen gün daha iyi anlıyorum. Hocalarımla olan iletişimimin hiç kopmamış olması, kendimi hâlâ bu büyük ailenin bir parçası olarak hissetmemi sağlıyor.
Kültür Üniversitesi’nin bana kazandırdıkları için tüm hocalarıma, akademik kadroya ve bu imkânları sunan üniversiteme sonsuz teşekkür ederim. Burada yetişmiş olmaktan büyük bir mutluluk ve gurur duyuyorum.
Hakan Yetim
2013 yılında başlayan ve İstanbul Kültür Üniversitesi’nde geçirdiğim yıllar, hayatımın en değerli dönemlerinden biri. Özellikle ilk yıldan itibaren isteyen öğrencilerin laboratuvarlara alınarak moleküler teknikleriyle iç içe olması ve TÜBİTAK projelerinde aktif rol almaları, uygulamalı moleküler biyoloji alanında güçlü bir temel oluşturmamızı sağladı. Uygulamalı olarak öğrendiğimiz moleküler biyoloji teknikleri, mesleki anlamda sağlam bir temel oluşturmamı sağladı. Bu teknik altyapı, mezuniyet sonrası meslek hayatımda da bana hep eşlik etti.
Ancak benim üniversite hayatım yalnızca mesleki eğitimden ibaret değildi. Hayatımın en çok büyüdüğüm, dönüştüğüm, kendi sesimi bulduğum yıllardı. Kültür’ün benim için en kıymetli yönlerinden biri, sosyal hayatı ve öğrencilerin kişisel gelişimini destekleyen yapısıydı. Öğrenci kulüplerine verilen destek sayesinde birçok etkinlikte aktif rol aldım, etkinlikleri kendim düzenledim. Öğrenci kulüpleriyle geçen saatler, bir fikrin peşinden gidip onu gerçeğe dönüştürmenin heyecanı, ekip olmanın güzelliği… Bugün bile fikirlerimizi heyecanla tartıştığımız o toplantı odalarının, etkinlik hazırlıklarının, sahne arkasındaki telaşların tadı damağımda. Bir dönem Kurumsal İletişim Birimi’nde çalıştım. Öğrenciyken okulun bir parçası gibi hissetmek, üretmek, katkı sunmak… Birlikte üretmenin ve paylaşmanın ne kadar değerli olduğunu orada öğrendim. O sorumluluk duygusu, zaman yönetimi ve güven, bugünkü ben’e çok şey kattı. Öğrenciyken böyle bir deneyim yaşamak, ileride profesyonel hayata geçiş sürecimde bana çok yardımcı oldu. Bu imkânların öğrencilere sunulması gerçekten çok değerliydi. En güzeli de, yalnızca akademik değil; insan olarak da büyümekti.
Kültür’de hayat hep akardı, her zaman bir kültür-sanat etkinliği vardı; konserler, sergiler, dans gösterileri, spor faaliyetleri… Okula gitmek sadece derse girmek değildi. Akademik gelişimin yanı sıra, estetik duyarlılık kazanmamıza da önem verilirdi. Her düşüncenin özgürce ifade edilebildiği, kimsenin yargılanmadığı bir ortamda büyümek benim için çok değerliydi. Aklın ve bilimin yol göstericiliğini esas alan bu anlayış, bana hem iyi bir bilim insanı hem de iyi bir birey olmanın yollarını gösterdi. Çünkü Kültür’lü Atatürkçüdür.
Bugün dönüp baktığımda sadece bir diploma değil, güçlü bir bakış açısı kazandığımı görüyorum. İlk kez 'yapabilirim' dediğim, heyecanla üretip içtenlikle paylaştığım, her alanda fikir edinmemi sağlayan, kendimi özgür hissettiğim bir alan açtı bana. Kültür, sadece okuduğum değil, şekillendiğim yerdi.
İyi ki Kültürlü oldum.
Hanifenur MANCILAR
Acıbadem Sağlık Grubu Acıbadem Labgen
Biyoinformatik Uzmanı
2019 yılında İstanbul Kültür Üniversitesi'nin kapısından içeriye adım attığımda, önümde beni şekillendirecek bir yolculuğun başladığını hissediyordum. İlk olarak Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümünde başladığım bu serüven, zamanla Beslenme ve Diyetetik bölümüyle yaptığım çift anadal programıyla daha da zenginleşti. Bu iki alanın kesişiminde ilerlemek, bilimsel bakış açımı ve disiplinler arası düşünme becerimi geliştirdi.
Alanında yetkin, özverili ve yol gösterici hocalarımız sayesinde sadece teorik bilgileri değil, bilimin düşünce yapısını, sorgulamayı ve araştırmayı da öğrendik. Laboratuvar çalışmalarından sınıf tartışmalarına, sunumlardan proje yürütmelerine kadar pek çok alanda hem bireysel hem de bilimsel açıdan çok şey öğrendik.
Benim için en kıymetlisi ise, bölümümüzde her zaman destekleyici bir ortamın olmasıydı. Hocalarımızın bilgiyle birlikte anlayışla da yanımızda durmaları, bizleri yalnızca birer öğrenci olarak değil, geleceğin meslektaşları olarak görmeleri, üniversite hayatımı unutulmaz kıldı.
Lisans eğitimimin ardından yine İstanbul Kültür Üniversitesinde Moleküler Biyoloji ve Genetik alanında yüksek lisans yaparak akademik yolculuğuma bir adım daha ekledim. Her aşamasında hem zorlukları hem de gelişimi içeren bu yol, bugün geldiğim noktada kendimi daha donanımlı, daha kararlı ve daha umutlu hissetmemi sağladı.
İstanbul Kültür Üniversitesi'nin bana kazandırdığı bilimsel bakış açısı, disiplinli çalışma alışkanlığı ve en önemlisi güçlü bir dayanışma kültürü hem akademik hem de kişisel hayatımda bana ışık olmaya devam ediyor. Bu yolculukta yalnızca iyi bir birey değil, aynı zamanda etik değerlere sahip, üretken ve sorumluluk bilincine sahip bir bilim insanı olabilmem için emek veren tüm hocalarıma ve arkadaşlarıma sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.
Hatice Dural
2019 yılında İstanbul Kültür Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü öğrencisi olarak çıktığım bu yolculuk, bana sadece bir meslek kazandırmakla kalmadı; aynı zamanda kendimi keşfetme, geliştirme ve bilimsel anlamda derinleşme fırsatı sundu. Bu bölümde geçirdiğim her yıl, beni daha donanımlı, daha meraklı ve daha özgüvenli bir birey haline getirdi.
Üniversiteye hazırlık sınıfı ile başladım. Tercih ederek bu yılı seçmiş olmama rağmen, beklentilerimin çok ötesinde bir deneyim yaşadım. Akademik İngilizce eğitiminden kazandığım yetkinlik, ilerleyen yıllarda hem literatür takibinde hem de sunum ve raporlarda bana büyük kolaylık sağladı. Hazırlık eğitimi, sadece dil değil; aynı zamanda üniversiteye geçişte güçlü bir altyapı sağladı.
Bölüm derslerine başladığım ilk günden itibaren, alanında uzman ve özverili akademisyenler sayesinde derslerin hem teorik hem de pratik boyutunda sağlam bir eğitim aldım. Hocalarımızın öğrencilerine olan ilgisi, bizleri sadece bir öğrenci olarak değil, geleceğin bilim insanları olarak görmeleri, en büyük motivasyon kaynaklarımızdan biriydi. Her birinin bilimsel birikimi, anlatım tarzı ve rehberliği sayesinde moleküler biyolojiyi sevmemek imkansız hale geldi.
Özellikle okulun laboratuvarlarında yaptığım stajlar, bu eğitimin en kıymetli parçalarından biriydi. Teorik bilgiyi pratiğe dökme imkanı bulduğum bu süreçte, pipetlemelerden DNA izolasyonlarına, hücre kültürlerinden jel elektroforezine kadar pek çok tekniği uygulamalı olarak öğrenme fırsatı yakaladım. Kültür Üniversitesi’nin laboratuvar imkânları, modern altyapısı ve deneyimli laboratuvar sorumluları sayesinde kendimi her geçen gün daha yetkin hissettim.
Bugün mezuniyetimin ardından geriye dönüp baktığımda, ne iyi ki bu okulu ve bu bölümü tercih etmişim diyorum. Sadece akademik anlamda değil, sosyal ve kişisel gelişim açısından da dolu dolu geçen bu yıllar bana unutulmaz anılar, değerli arkadaşlıklar ve ilham veren hocalar kazandırdı.
İstanbul Kültür Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü’nde okumanın ayrıcalığını ve gururunu her zaman taşıyacağım.
Sena Dilara Yalçın
Moleküler Biyoloji ve Genetik Mezunu
İstanbul Kültür Üniversitesi